Elektrik Santralları ve Çevresel Etkileri

Elektrik Santralları ve Çevre

İlk zamanlar yeni bir elektrik santralinin kurulması daima soğumasuyunun mevcudiyetine ve çevredeki ihtiyaca göre karar verilmekteydi.Ancak 1960’ların sonlarından itibaren hava ve su kirliliği santrallerinyapımı ve işletmesinde önemli olmuştur. Santral yeri ve iletimhatlarının inşasından dolayı ormanları kesmek, şerit yollar açmakgerekmektedir.

Hava kirliliği: Kömür ve petrolde az miktarda sülfür mevcuttur. Yakıtınyanmasıyla sülfür; sülfür dioksit gazına dönüşür. Bu gaz insanlara,bitkilere ve binalara zararlıdır. Fosil yakıtın kullanılmasıyla sülfürdioksit gazı, uçucu kül ve diğer artıklar bazıları 300 metreye varanbacalarla havaya verilir. Kül, elektrostatik tutucularla alınabilirsede, sülfür dioksitin tutulması kolay değildir. Bu sebepten daha pahalısülfür oranı düşük kömür kullanılır. Dünyadaki petrol kaynaklarınınancak % 1’inin sülfür oranı % 1’in altındadır ve ancak % 28’inin sülfüroranı % 2’nin altındadır.

Isı kirliliği: Tabiatta mevcut ısı dengesinin bozulması ısı kirliliğiolarak bilinir. Modern fosil yakacak kullanan santrallerin verimi % 40civarındadır. Yani % 60 yakıt enerjisi elektrik enerjisine çevrilmedenhavaya veya soğutma suyuna verilir. En kolay ve ucuz soğutma yolu,soğutma suyunun bir göl veya nehirden alınarak kullanılıp geriverilmesidir. Ancak, göl ve nehirdeki canlılar suyun sıcaklığına vesudaki oksijen miktarına karşı çok hassastırlar. Su sıcaklığı arttıkça,sudaki erimiş oksijen miktarı azalır. Bu, özellikle küçük su kaynaklarıiçin önemlidir. Değişik bir yol da soğutma kuleleri kullanarak soğutmasuyunu bacalarda soğutup, sıcaklığı havaya vermektir. Bu suretle aynısu sürekli olarak kullanılır. Başka bir yol ise sun’i göller yaparakburadaki suyun kullanılmasıdır.

Radyoaktif kirlilik: Fizyon işleminde, uranyum ve plutoniumun ağıratomları daha hafif atomlara ayrılırlar. Bunlar fizyonun artıklarıolup, radyoaktiftirler. Bunların dışarı kaçmasının önlenmesi gerekir.Bu amaçla fizyon işlemi ve nükleer yakıt önce paslanmaz çelik veyazirkonyum hazneler içine konulur. Bu ise çelik basınçlı hazne içineyerleştirilir. Üçüncü koruma olarak etrafı kalın çelik veya beton ileçevrilir. Bunlar şehirlerden uzak yerlere deprem gibi büyük etkileredayanacak şekilde yapılır. Deneyler, iyi bir sistemde, radyoaktifyoğunluğunun kabul edilebilir sınırın % 1’ine indirilebileceğinigöstermiştir.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Posted in Uncategorized.

Bir cevap yazın